Beden, Zihin ve Ruh Sağlığı İçin Doğada Vakit Geçirmenin Faydaları
Beden, Zihin ve Ruh Sağlığı İçin Doğada Vakit Geçirmenin Faydaları
Şehir hayatında günlük tempomuz o kadar yoğun ki, iş ve özel hayat dengesini kurmak başlı başına bir beceri. Yakın zamanda yapılan uluslararası bir araştırmada , haftada 120 dakika (tek seferde ya da aralıklarla) park ya da orman gibi yeşil alanlarda vakit geçirmenin beden ve ruh sağlığımız için olumlu yönde fark yarattığını kanıtladı.
Aslında bu çalışmanın kökleri, 1980’lerin Japonya’sına uzanıyor. Hızlı kentleşme ve teknolojik gelişmelerin olumsuz etkileri ülkedeki depresyon oranlarını artırınca, hükümet doğaya yönelik çalışmalar başlatıyor. Araştırmaların sonunda, orman banyosu anlamına gelen “shinrin yoku” doğuyor. Amaç, hayatın akışını biraz daha yavaşlatmak. Sadece oksijene doymak da değil, 5 duyunun farkına vararak kendimizle baş başa zaman geçirmenin keyfini almak. Yavaşlayabilmeyi becerebildikçe stresten kaynaklanan her türlü fiziksel sıkıntıyı ortadan kaldırmaya başlamak.
Doğa Neden İnsana İyi Gelir?
Sağlıklı Yaşam İçin Doğanın Faydaları
Doğayla iç içe olabilmek için pek çok seçenek var. Şehir içindeki parklar en kolay ve erişilebilir olanı. Hazır bu satırları okuduğunuza göre en basitini değil, bir gece bile olsa kamp yapabileceğiniz ve tamamıyla doğayla bütünleşebileceğiniz daha sakin yerleri keşfetmeye başlayabilirsiniz. Çünkü, doğada olmanın bildiklerimizin de ötesinde sağlığımıza bütünsel bir faydası var.
Öncelikle, kalp sağlığı. Kalbimiz, bir nevi pompa gibi vücudumuzun ihtiyaç duyduğu tüm besinleri ve oksijeni taşıyan kanı, damar sistemi ile topluyor, oksijenlenmesi için akciğere gönderiyor ve oksijenle zenginleşen kanı yeniden bedenimize gönderiyor. Mesela, ormanda hafif bir yürüyüş yaparken aslında damarlarımızı genişleten endorfin seviyemizi yükseltmiş oluyoruz. Vücudumuzun ürettiği ve bize canlılık veren iki hormondan biri endorfin. Diğeri ise adrenalin. Adrenalin bizi ayakta tutsa da tansiyon ve nabzı yükselttiği için çarpıntı ve yüksek tansiyona sebep olabiliyor. Kalp sağlığımız için gereken ise endorfini artırıp, adrenalini düşürmek. Doğada hafif tempolu bir yürüyüş yaparken kalp atışlarımızı yavaşlatıp kardiyovasküler sistemimizi rahatlatmış oluyoruz. Böylece hem adım atarak spor yapmış oluyoruz hem kan basıncımızı düşürerek kalbimize iyilik yapmış oluyoruz hem de mutluluk hormonu salgılıyoruz.
Ormanın Aromaterapi Hazinesi: Fitosidler
Açık havada ve özellikle ağacı bol yerlerde zaman geçirmenin diğer bir yararı ise bağışıklık sistemimizin güçlenmesi. Ağaçların esansiyel yağları olarak tanımlanabilen fitosidleri nefes yoluyla vücudumuza aldığımızda, hastalıkla savaşan NK yani doğal katil hücrelerini artırmış oluyoruz. Hücre aktivitesini teşvik eden bu kimyasallar, kanserli hücreleri arayıp onları yok eden proteinler. Doğada daha fazla zaman geçirerek bu şifalı banyoyu kim kaçırmak ister ki?
Güneş banyosuyla Vitamin D depomuzu dolduralım
Doğanın bizi şifalandırmak için sunduğu doğal banyolar sınırsız. Orman banyosu kalp sağlığımıza iyi gelirken, güneş banyosu da D vitamini depomuzu dolduruyor. Kemik sağlığımızın yapı taşı, bağışıklık sistemimizin ana koruyucularından D vitamini, güneş ışınlarının cildimize temas etmesiyle oluşuyor. Güvenli olan saat aralıklarında ve günde sadece 20 dakika bile D Vitamini depomuzu doldurmaya yetiyor.
Doğa, uyku düzenini dengelemeye birebir
Erken yatamayanlar, yatsa da hemen dalamayanlar, gece boyu birkaç kez uyananlar ya da uyusa da yetmediği için yataktan zor kalkanlar… Vücudumuzun biyolojik saati olan sirkadiyen ritmimizin bozulduğunu uyku kalitemizden hemen fark edebiliriz. Kortizolden kan basıncına, melatoninden büyüme hormonuna kadar pek çok hormon biz uyurken kendini yeniliyor. Yakın zamanda yapılan araştırmalar*, “glymphatic” olarak tanımlanan damar ağının merkezi sinir sistemindeki atıkları sadece uyku sırasında temizlediğini kanıtladı. Pekiyi, kaliteli uykunun en doğal reçetesi ne? Tabii ki, yine açık hava ve bol güneş.
Kaygı ve stres savar doğa
Tam da bu noktada hormonlara değinmeden olmaz. Hücrelerimizin uyum içinde çalışmasını sağlayan kimyasallarda stresten sorumlu başkan kortizol. Böbrek üstü bezlerinin kabuk bölgesinde üretilen bu hormonun asli görevi stresle baş etmek için kan basıncı ve kan şekerini yükseltip, bağışıklık sistemini baskılamak. Sürekli endişeli ve kaygılı bir ruh halinde olduğumuzda vücudumuzun salgıladığı hormonları ve beraberinde yarattığı rahatsızlıkların versiyonlarını biliyoruz. Bırakın doğada vakit geçirmeyi, yarım saatliğine bahçeyle uğraşmanın bile kortizol seviyelerini düşürdüğü kanıtlanmış
Ne olursa olsun haftada bir açıkhavada iki saat vakit geçirmeye özen gösterin. Trekking rotalarını araştırın. Hayatınızda hiç kamp yapmadıysanız, size yakın kamp yerlerini araştırıp günü birlik bile olsa keşfe çıkın. Hipokrat’ın dediği gibi "Kötü bir ruh halindeyseniz yürüyüşe çıkın. Hala kötü bir ruh halindeyseniz, başka bir yürüyüşe çıkın." Doğayı yaşamınıza mutlaka katın.
Kaynakça : araştırma